Toplum Vicdanı Susmasın: Sokak Hayvanlarını Korumak Hepimizin Sorumluluğu
Yaz sıcaklarının kavurduğu bu günlerde sokak hayvanları, bir yudum suya, bir avuç mamaya muhtaç halde yaşam mücadelesi veriyor. Kimi zaman açlıkla, kimi zaman da insan şiddetiyle karşı karşıya kalıyorlar. Oysa onlar bu şehrin sessiz, savunmasız sakinleri...

“Öldürmek değil, korumak göreviniz”
Hayvanları Koruma Kanuna'na göre sokak hayvanlarını öldürmek suçtur ve bu eylemin cezai yaptırımları vardır. Kanun açıkça, her canlının yaşama hakkını güvence altına alır. Ancak ne yazık ki, bu yasa her zaman uygulanmıyor; görmezden geliniyor yada ihlalleri cezasız kalıyor. Bu durum sessiz kalmayı tercih eden bir toplumda hayvanların korunmasız bırakılmasına neden oluyor.
Oysa yaşam hakkı yalnızca insanlar için değil; nefes alan, hisseden, acı çeken her canlı için geçerlidir. Bir hayvana zarar vermek sadece hukuka değil, ınsanlığın özüne de aykırıdır. Her canlının bu dünyada var olma hakkı olduğunu kabul etmeden gerçek bir toplumsal vicdandan söz edemeyiz.
Hayvanlara yönelik şiddetin yalnızca yasal değil, aynı zamanda ahlaki bir suç olduğu da unutulmamalıdır. Çünkü insanın merhameti, en çok kendisinden güçsüz olana karşı gösterdiği tavırda ortaya çıkar.
Su Hayattır
Sokak hayvanlarının yaz aylarında en çok zorlandığı şeylerin başında susuzluk geliyor. Özellikle kavurucu sıcaklarda, asfalt üzerinde yürüyen ya da gölgelik arayıp bulamayan hayvanların hali gerçekten iç acıtıyor. Ben kendi adıma şunu çok net söyleyebilirim: Bir kap su, onlara verebileceğimiz en basit ama en yaşamsal desteklerden biri. Bazen sadece susuzluktan halsiz düşen, dili dışarıda nefes alan bir hayvan görmek, o kabın ne kadar önemli olduğunu insana derinden hissettiriyor.
Beslenme Zorluğu Her Gün Derinleşiyor
Sokak hayvanlarının yaşadığı en büyük sorunlardan biri de açlık. Mama kaplarının bulunmadığı bölgelerde, yiyecek bulmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Çöpleri karıştıran, bir parça yemek arayan hayvanlarla karşılaşmak artık çok sık rastlanan bir durum. Ben de kendi çevremde, mama bulamayıp bitkin düşmüş hayvanları gördükçe bu durumun ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha anlıyorum.
Bana göre sokaklara yerleştirilecek sabit mama kapları, aç kalan birçok can için umut olabilir. Elinden gelen herkesin evinin önüne bir kap mama bırakması, belki de bir hayvanın o gün hayatta kalmasını sağlar. Bu sadece hayvanseverlerin değil, burada yaşayan herkesin vicdani sorumluluğu olmalı.
Bu yazıyı yalnızca bir haber olarak değil, bir çağrı olarak yazıyorum. Sokakta yaşayan hayvanlar, bizimle aynı havayı soluyor, aynı gökyüzüne bakıyor. Tek farkları, konuşamamaları. Ama susmaları, acı çekmedikleri anlamına gelmez.
Bir kap su, birkaç mama tanesi, ya da ihtiyaç duyan bir canı veterinere ulaştırmak… Bunlar küçük değil, yaşatıcı adımlar.
Unutmayalım: Yaşam hakkı yalnızca bizlere ait değil; tüm canlılara aittir.
“Bir Kap Bir Yaşam”
Bu yaz yalnızca haber yapmakla kalmıyoruz, harekete geçiyoruz!
Aktualite Haber Dergisi olarak, Yağmur Akvaryum iş birliğiyle sokak hayvanlarının sesi olmak için “Bir Kap Bir Yaşam” kampanyasını başlattık.
Amacımız yalnızca mama ve su bırakmak değil, bir vicdan hareketi başlatmak için var.
“Bir Kap Bir Yaşam”, sadece sokak hayvanlarının değil, aynı zamanda bizim insanlığımızın da sınandığı bu dönemde, dayanışmayı yeniden hatırlatmak için yola çıktı.
Bağışlarınız, doğrudan mama temini için kullanılacaktır.
Çünkü bazen bir kap mama, bir canlının hayatta kalması demektir.
Sen de katıl, sen de yaşat.
Bağış Noktası:
Yağmur Akvaryum
Meydan Mahallesi,32208 Sokak No: 21/A-B (Ceylanlar Çarşısı Arkası)
İletişim: 05432980650