Akşehir Türküleri: Geçmişten Günümüze Uzanan Bir Kültür Yolculuğu
Akşehir, yüzyıllardır yalnızca Nasreddin Hoca'sıyla değil, aynı zamanda dillere kulaktan kulağa aktarılan türkülerinin derin anlamlarıyla da anılır. Bu türküler, kimi zaman bir aşk hikayesini, kimi zaman gurbetin hüznünü, kimi zaman da bir düğün sevincini sazın tellerinden ve sözün ahenginden bizlere ulaştırır.

“Garip Çoban”ın hüzünlü ezgisi, “Bermende Zeybeği”nin coşkulu ritmi, “Yasiyana Giremedim”in sitem dolu sözleri… Her biri, Akşehir'in sokaklarında, düğünlerinde, yaylalarında yaşanmış hikayelerin notalara dökülmüş halidir. Bu eserler, sadece birer müzik parçası değil, bölgenin tarihini, insanını ve yaşam tarzını anlatan canlı birer belgedir.
Akşehir’e ait bu zengin repertuvar içinde; Garip Çoban, Gıcılar Gavak Gıcılar, Yasiyana Giremedim, Elinde Sazı, Yasiyana Varamadım Yalınız, Üç Türkoğlu, Yüz Dirhemdir, Kartal Kuşun Kanadında Al Olur, Ay Oğlan, Bermende Zeybeği, Entarisi Aktandır, Karanfilsin Bibersin, Emmiler Emmiler, Durnam Gelir Yata Kalka, Bir Sabahtan Yolum Düştü Gedile, Karşıdan Gel Göreyim, Gadifem Gara Gatlı gibi eserler yer alıyor. Her biri kendi hikâyesini, melodisini ve duygusunu taşıyor.
Akşehir Belediyesi, bu kültürel mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma amacıyla “Akşehir Türküleri” başlığı altında özel bir dijital arşiv oluşturdu. Bu çalışma ile yöreye ait onlarca türküleri uzak diyarlardaki Akşehirliler de memleket özlemini gidermek için bir tıkla dinleyebiliyor.
Bu girişim, sadece geçmişe bir saygı duruşu değil, aynı zamanda kültürün yaşatılması adına atılmış önemli bir adımdır. Çünkü türkülerin en büyük düşmanı, unutulmaktır. Onları yaşatmanın en güzel yolu ise söylemek, dinlemek ve paylaşmaktır.
Tüm türkülere buradan ulaşabilirsiniz:
https://www.aksehir.bel.tr/aksehir/multimedya/aksehir-turkuleri